Birkaç Damla Asit…

İnsanı helak eden 7 günah varmış. Bunlardan bir tanesi “Cana kıymak” … İntihar edenleri gördükçe düşünüyorum kim nasıl bir pisikoloji ile canına kıymak ister ki? diye merak etmişimdir. Bu soruyu belki yüzbinlerce kez kendime sorup her seferinde aklı mantığı yerinde olan kişilerin hayatına son vermek istemeyeceğini düşünmüşümdür.

İnsan bazen hayattan keyif almayabilir, canını sıkan olgular üst üste gelip insanı canından bezdirebilir, malınız ve sevdikleriniz bir anda ortadan kalkabilir ve kendinizi yanlız hissedebilirsiniz. Hatta üst üste felaketler yaşamak. Fakat yaşamaktan insan nasıl bezip de intihar edebilir?  Aklımda hep bir soru işareti olarak kalmıştı…

Hayat insana çok şey öğretiyor… Çok şey de yaşatıyor…

Bu en iyi yaşı ilerlemiş büyüklerimiz bilirler 15-20 yaşına kadar ne yaşayabilirsin ki?  Ne görebilirsin?  Sevdiklerini kaybetmek, seni hayata bağlayan tüm iplerin kopmasını bile görmek yaşama inancının yanında bir hiç kalabilir. Sadece olaya nasıl baktığınız önemli. Size göre bir felaket başkalarına göre ne var ki? Diye yorumlanabilir.  Başkalarının da felaketleri size hiçbirşey ifade etmeyebilir.  İnsan her durumda ayakta kalmayı başarmalı ve gelebilecek en kötü durumlara karşı hazırlıklı olmalı…

Bazen hazırlıksız yakalanabiliriz…

Bugün bu sorunun cevabını aldım. O pisikolojinin nasıl birşey olduğunu öğrendim. Hayat sanki bana sen misin ulen diye tokat gibi bir cevap verdi… İnsan her durumda hazırlıklı olamıyor, her durumda başına gelebilecekleri yada hayattan beklentilerini yıkabiliyor.  Düşünün sizi hayata bağlayan kalın çelik halatlar birkaç damla asit ile bir anda kopmaya başlıyor.  İçinize işleyen o zehir sizin hayat damarlarınızı tek tek koparmaya ve sizi yalnız başına bırakmaya doğru itebiliyor.

O pisikolojiyi yaşamak gerçektende zor üstesinden gelmek bir o kadarda güç bir işmiş… Yinede ayakta durmak ve yaşadıklarımıza şükretmek gerek… Hayat insana her zaman gülümsemiyor.

Not: Bu bir deneme yazısıdır.

“Birkaç Damla Asit…” üzerine 2 yorum

  1. İnan insanın başına hayatta çok şey geliyor. Bazen üstüstte gelirken güvendiklerinden darbeler de alırsın. belini doğrultamaz ileriyi göremezsin. Umut da kalmazsa işte o noktada intihar kaçınılmaz olur.

    İnsanı hayatta tutanın umut olduğunu okumuştum bir yerlerde yıllar önce. Hiç bir umut kalmazsa beyinde bir tür kendini yok et sinyali oluşuyormuş.

    40 yaşıma yaklaştım. bir çok kez umudumu kaybetme aşamasına geldim. Bir kaç kere ciddi ciddi intiharı düşündüğüm oldu. Ama herseferinde içimde bir güç olduğunu hissettim ailemi beni sevenleri hatırladım yüzlerini gördüm işte o an biraz daha gayret diyerek çabaladım.

    İntihar edenlerin bir çoğunun sebebini anlayabiliyorum. Ama büyük çoğunluğu rahat ortamları bozulduğu için intihar ediyorlar. Gençler arasındaki intihar oranının yüksek olmasının sebebinin ailelerinin aşırı korumacı olması, baskıcı olması olduğunu okumuştum. Bir de aynı şekilde aşırı ilgisizlik de aynı sonucu verebiliyor.

    Hayatınızda özel ulaşması zor sayılabilecek hiç bir hedefiniz yoksa hiç bir başarı da elde edemezsiniz. Bu da intihara yolaçar.

    Benim nedenlerim ise sanırım maddi kazançlarımın bir anda elimden gidip bataktan kurtardığım insanların alayları ile karşılaşmam, bankaların üstüstte baskıları, ekmek verdiğim insanların yüzüne bakamamak, evleneceğimi düşündüğüm insanın kalan birikimi de yok etmesi buna bağlı şeyler vs.vs. şimdi düşününce aptalca geliyor bir çoğu (sadece ekmek verdiğim insanlar kısmı hala içimi sızlatıyor)

    Yanıtla

Yorum yapın