İnsanoğlu Var Olduğu Sürece “Yazı” Var Olacaktır

epigrafi Yazı tarih boyunca farklı şekilde kendini göstermiştir.  İnsanlar gerek taş üstüne çizimlerle, gerek farklı harflerle, gerekse de kağıt üzerinde düşüncelerini, duygularını, kurallarını ve haykırışlarını yazı ile dile getirmiştir.  Tarihin en eski yazıtları zaten bunları kanıtlar durumdadır.  Yazı yazmak bazen bir ihtiyaç, bazen zorunluluk olarak aksetse de  insanlık tarihinin vazgeçilmez bir parçası olarak karşımıza gelmiştir.

Yazının en güzel tarafı kalıcı olmasıdır. 

Hala birçok farklı alfabe ve dil olarak kullanılan “yazı” sanatı, insanlık kendini geliştirdikçe teknoloji ilerledikçe farklı silüetlere bürünerek insanlığın yanında olmuş ve var olmaya da devam edecektir.

İnsanoğlu Var Olduğu Sürece “Yazı” Var Olacaktır.

İnternet buna en büyük örneklerden bir tanesidir.  Yazı internet üzerinde sanal bir dünya olsa da, milyarlarca terabyte’lık verilerle yine insanlık tarihinde yerini almıştır.  Günümüz internet dünyasında yazıyı en çok kullanan kesimlerden bir tanesi de bloggerlardir.

Blogger aslında dünyanın neresinde olursa olsun yazan, çizen, kalemiyle kılıç çeken hatta meydan okuyabilen bir hale gelmiştir. Ülkemizde her ne kadar yeni bir oluşum olarak karşımıza gelse de, her ne kadar değerli bir mecra olarak görülmese de, ne bir medyaya alternatiftir ne de bir köşe yazarına alternatif olacaktır..!

orkun-Tunga_tigin

yazi-sekil Kendi kanaatimce blogger tarihin en eski çağlarından beri insanlığın yaptığını tekrarlamıştır.  Yazmaya devam etmiştir. Yani tarihin tekerrüründen ibarettir.  Gerçek blogger yazma ihtiyacı duyandır,  hayatının bir parçasıdır yazmak ve belki de Uygur’luların yaptığı gibi taşların üzerine oyarak değil, sabit disklere kazıyarak tarihi tekerrür ettirmektedir.

İnsanlık her zaman yazma ihtiyacı duymuş bir varlıktır.  Şimdilerde ise yazma ihtiyacımızı biz blogger arkadaşlar disklere kazıyarak sektör sektör dile getiriyoruz. Her ne kadar bir kağıda basılmasa da,  her ne kadar bir taşa kazınmasa da yazının insanlık tarihindeki yerini devam ettirmektedir.

İnsanoğlu yazar,  insanoğlu çizer ve insanoğlu okur..!

Benim kanaatimce bir blogger bir gazete yazarı ile karşılaştırılmamalıdır.  İkisi çok farklı bir kavram! Her ne kadar duygularını, fikirlerini, düşüncelerini insanlığa haykırsalar da karşılaştırılmasını doğru bulmadığım ve kesin sınırlarla ayrılması gereken bir olgudur.

analog-blog Blogger tarifini soranlara şu örneği göstermek isterim…

Alfred Sirleaf’ın yaşadığı şehire 2 yıldır eletrik verilemiyor. Fakat O yılmamış her sabah kendi çabalarıyla gazeteler topluyor haberleri okuyor ve şehrin en yoğun caddesinde bir kara bir tahtaya tebeşirle blog yazıyor…

Yoldan geçenlerin rahatça okuyabilmesini sağlayarak çaba sarf ediyor. Özelliklede okuma-yazma bilmeyenlere anlatarak ve işaret dillerini kullanarak insanlara blog nasıl yazılır ders veriyor…

Acaba bunu kaçımız yapardı? Sanırım pek az insan yapardı.  Belkide hiçbirimiz? İşte blog yazmak budur.  Bazen bir parça kağıtta, bazen videoda, bazen bir taşın üstünde yüzünü gösteren yazı şimdilerde sabit disklere kazınmakta.  Bakalım binlerce yıl sonra yine insanlık tarihinin yanında olacak olan “yazı” silüetini nerede gösterecek?

“İnsanoğlu Var Olduğu Sürece “Yazı” Var Olacaktır” üzerine 3 yorum

  1. Yazı insanoğlunun iletişimi açısından büyük yeri olan bir araç. Bu araç ayrıca çokta etkili. Bu nedenle yazıya verilen önem ile daha büyük kitlelere ulaşılabilir. Peki neden bu kadar önemli daha çok kitleye ulaşmak? Bildiğiniz bir doğrunun tüm insanlarca bilinmesi veya farkındalığınızın onlarında farkında olması meselesi aslında.

    Yanıtla

Yorum yapın