Postmodern Hırsızlık Hacking!

Hack yapıldığı zaman izinli /izinsiz girilen bilgisayardaki verilerin bir kısmına ya da tamamına da ulaşmak mümkündür.  (Hack ve hacker kavramlarını bilenler 4 paragraf aşağıya atlayabilirler)

Hack işlemini yapan kişilere de Hacker denilir. Hacker bir konuda belli bir beceriye sahip olan uzmanlaşmış kişilerdir. Hacker’ın beyaz şapkalı, siyah şapkalı ya da gri şapkalı diye nitelendirdiğimiz türleri vardır.

Beyaz şapkalılar da her türlü programı, siteyi veya bilgisayarı güvenlik açıklarından yararlanarak kırabiliyor ancak kırdığı sistemin açıklarını sistem yöneticisine bildirerek, o açıkların kapatılması ve zararlı kişilerden korunmasını sağlıyorlar. Genelde güvenlik uzmanları beyaz şapkalı hacker diye tanımlanırlar. Kısacası adamların işleri sistemlerdeki veya yazılımlardaki güvenlik risklerini tespit etmek ve neler olabileceğini ortaya çıkarmak!

Siyah şapka ise tam tersidir. Yani sistemleri kullanılmaz hale getirir,  gizli bilgileri çalar, satar… En zararlı Hacker siyah şapkalılardır. Güvenlik uzmanlarının tam tersi olarak düşünebilirsiniz. Bu işi kötü niyetli yapan kişilere verilen addır.

Gri şapka ise, işine geldiğinde beyaz şapkayı takan, işine geldiğinde de siyah şapkası ile sistemlere zarar veren kişilerdir.

Şimdi gelelim “Postmodern Hırsızlık” kavramına!

Hacking’i yeni bir kavram olarak, Postmodern Hırsızlık olarak nitelendirmeyi (bu nitelendirmeyi daha önce ortaya atan görmedim) tercih ettim. Hack işlemi sonucunda sahibinden izinli / izinsiz olarak bazı datalara ulaşılabiliyor. Özellikle de kurumlarda hacker saldırıları ile çalınan bilgilerin haddi hesabı yoktur!

Bazıları hack işleminde alınan datanın “hırsızlık olmadığını” iddia etmektedir.

Zamanın Yeni Nesil Hırsızları!

Bununla birlikte postmodern hırsızlık ortaya çıkıyor. Postmodern hırsızlık, bu anlamda kendine yönelik itiraz ve eleştirileri de içine alacak şekilde süre giden yeni nesil bir kavram olarak karşımıza çıkmıyor mu?

Bazı kişiler hacking sonucunda elde edilen, kopyalanan datalar için “hırsızlık değildir” diyerek kendilerini savunuyorlar. Benim kanaatimce sahibinden izinsiz olarak alınan her türlü bilgi ya da belge hırsızlıktır.

Fakat, tam aksini savunanlar ortaya şu savunma ile çıkıyorlar.

Datayı çalmadık! Datanın bir kopyasını aldık. Orjinalini de silmedik! Adamın bilgisinden herhangi bir şey eksilmedi…

Doğru! Gerçek dünyada hırsızlık yaptığınız zaman karşıdaki kişiyi mağdur bırakıyorsunuz. Parasını çalmak, elbisesini çalmak, belgesini çalmak, ya da hiç fark etmez değersiz bir eşyasını çalmak dahi olsa, karşıdaki insan çalınan maldan dolayı mağdur kalıyor.

Peki kopyalarsak? Düşünsenize cüzdanınızı çalarken kopyasını çalıyorlar? Peki çalınan datayı hiç kimse ile paylaşmazsak? Hacking’den sonra para, itibar kaybetmiyorsanız? Bu datayı başkasına satmazsak? Sadece keyif için datayı bilgisayarımıza kopyalarsak?

O zaman bu olay hırsızlık değil mi?

Kanunlar ne diyorsa o dur kardeşim!

Peki sizce?

Yorumlarınızı alayım, devamı bir sonraki yazımda…

“Postmodern Hırsızlık Hacking!” üzerine 5 yorum

  1. Ohoo olaya çok farklı bakmışsın Hamza abi. Yorumlarda konuşmak istemem, İstanbul’da görüşünce uzun uzun konuşuruz 😉

    Yanıtla
  2. Merhaba;
    Aslında tasnif etmediğim bir durum olmamakla birlikte,bir çok soruyuda bereberinde kendime sorduğum bir içerik olmuş.

    Bir bilgideki, içerikteki yanlışı gidermek için, çoğaltmak faydalı olmazmı? En azından doğru içeriğe erişme anlamında.
    Özgün içeriği üretmek yüksektekiler için kabul görüyor ama, alttakiler için öncelik para maliyet, o nedenle kopyalamalar oluyor.Yoksa bataklıktaki sinekleri konuşmak durumlarına devam ederiz, oysaki oradaki timsahları kimse görmez.

    Bilgiyi paylaşmak o bilgiye erişilmesini tüketilmesini sağlamak amacında değilmi ?Data, ihtiyacına göre ürünün hizmetin sunulması amacını taşımıyormu ? Niye tutuluyor aksi halde ?
    Bana araştırdığım bir ürün hakkında farklı seçenekleri sunmak hizmetmi yoksa illegallik midir ?

    Yaptırım tarafındaki eksikliklerin içine düşmemek için, eskileden duyduğum bir cümlede gelmiyor değil aklıma.

    Malına mukayit ol, hırsızın başını belaya sokma.

    En önemli tarafıda ver gençliğe gazı genç girişimci, şişir yabancı kişisel gelişimci kaynakları ile nesili, üretmek yok,hemen köşeyi kırma hevesi, bilgi yok tecrübe yok, yaşanmışlık , hayatın gerçekleri yok,önce millete zenginlikti kendi işini kurma hayallerini satıyoruz, sonrada üretmeyen bir toplum olup çıkıyoruz.
    Rüyasında gördüğünü, fikir, fırsat, iş olarak gören bir kitleye, neyin hırsızlığını anlatabilirsin ağabi,

    saygılar…

    Yanıtla
  3. Olayı şu açıdan düşününce işler biraz değişiyor hocam. Benim harddiskimde 0 ve 1 lerden oluşmuş bir data var. Bu data benim harddiskimde bulunuyor ve bana ait bir data. Ben bu datayı istediğim kişiyle paylaşabilirim çünkü bana ait bir data. Yani siz onu paylaşırken müzik dosyası veya film dosyası olarak görmüyorsunuz elinizdeki 0 ve 1 leri başka bir bilgisayara kopyalıyorsunuz. Açıkçası bu bana da %100 etik gelmiyor. Fakat program crackleme konusu biraz ayrı. Herhangi “demo” bir programı bilgisayarıma indirirsem ve kullanırsam bu legal oluyor. Sonrasında bunu çalıştırdığımda, o programın kendi işlemcimde işlenen ve kendi belleğimin üzerine yüklenmiş datalarına bir şekilde etki edip(mesela tersine mühendislik) çalışmasını istediğim gibi değiştirmek benim hakkım. Bu şekilde bu programı KENDİ ÇABALARIMLA tam sürüm yaparsam içim rahat bir şekilde kullanırım 🙂

    Yanıtla
  4. bildiğin hırsızlık. günümüz devlet kanunları bunu nasıl değerlendiriyor bilmiyorum ama bunun hırsızlık ve diğer türdeki suçlar kategorisine alınmalı.

    Yanıtla
  5. “Postmodern hırsızlık” güzel bir tanımlama olmuş. Daha önce karşılaştığım kavramlardan farklı.
    Sen ağasın, sen paşasın, sen kralsın demeyeceğim elbette.
    Kanunlar, yasalar herzaman (bana göre çoğu zaman) doğruyu doğru, yanlışı da yanlış olarak tanımlamaz ya da tanımlayamaz. Antiler de bir doğrunun doğru olduğunu, yanlışın yanlış olduğunun kararını verene kadar bizim by postmodern efendiler çoktan işini görmüş oluyor. Bu karar süresi içerisinde by postmodern hazretleri “normal vatandaş” muamelesi görüyor. Kanunlar ve yasalar da böyledir.
    Bkz: Türkiye’de kapkaç vakaları ve salınan hırsızlar!
    Irsızlık; karşılığında hiç bir bedel ödenmeden, bedeli ödenmiş (üretilmiş, arge’si yapılmış, mesai harcanmış vs.) herhangi bir şeyi zimmetine geçirmektir.
    Diye düşünüyorum
    Karar devletlümüzün

    Yanıtla

Furkan TOKAÇ için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et