Merhaba Gözlük! #MerhabaGlass

Google-Glass-NavigasyonYazılıma ilk adım attığınızda bilgisayar ekranına “<p>Hello World</p>” yazmak için uğraşırız. Yazılım dünyasına ilk kez adım atan herkesin, ekrana Merhaba Dünya yazmak için uğraştığını duymuşsunuzdur. Bu gece ben de Google Glass ile ilgili deneyimlerimi, “Merhaba Gözlük” başlığı ile adım atarak, Merhaba Gözlük sözlerimle dile getirmek istedim.

Merhaba Gözlük!

Uzun bir süredir, merakla ve büyük bir heyecanla beklediğim, Google’ın gözlüğü, Google Glass’ı bugün deneyimleme şansı elde ettim.

Tüm dünyada merakla beklenen Google Glass, bazı şanslı kişiler tarafından beta olarak (onlara Glass Explorers deniliyor) test edildiğini duymuşsunuzdur.

Youtube’dan, haber sitelerine kadar birçok platformda bu şanslı Glass Explorers’ların videolarını izliyor ve görüşlerini okuyarak, Google Glass hakkında bilgi almaya çalışıyorduk.

Bir süredir de Google Glass hakkında birçok tartışma okumaktayız. Bu tartışmalardan birine, ben de dahil olup, “Google’ın Gözlüğüyle Dünyaya Bakış!” yazımda görüşlerimi aktarmaya çalışmıştım.

İnternet dünyasındaki haberleri ve lansmanları okudukça, ciddi bir heyecan yarattığını ve merakla insanların “Giyilebilir Teknoloji” dünyasına adım atmak istediklerini görüyoruz.

Google’ın giyilebilir teknoloji ürünü Google Glass, artık Türkiye’de…

Merhabaglass.com’un sahibi Levent Aşkan, Google Glass için bir girişim düzenleyerek (sözde girişimcilere örnek olsun!) bugünkü Google Glass deneyim şansını bana verdi. Buradan, bu müthiş heyecanı bana tattıran, Levent Aşkan’a ve Google Explorer’ı olan Chara’ya teşekkürlerimi sunarım.

Levent Aşkan, Google Glass girişimine ilk olarak ürünle ilgili dünyanın dört bir yanından yüklenen videoları toplamakla başlamış. Ardından da  #merhabaglass projesini düşünmüş!

Levent, Google Glass Explorer’ı Chara Kelley ile birlikte Google Glass’ı incelemem için iletişime geçti. Bugün de bu projenin bir meyvesi olarak Kahraman Uğurlu, ben ve Cihan Şimşek ile birlikte bu müthiş deneyimi yaşadık.

Chara,  ayaklarının tozu ile Türkiye’ye gelir gelmez, bizi kırmadı ve Google Glass’ı keşfetmemize yardımcı oldu. Keyifli saatler ve çay eşliğinde müthiş bir muhabbet yaptık. Kendisi cana yakın ve neşeli tavırları ile bizlerin zor ve bir o kadar da teknik sorularını bıkmadan usanmadan cevapladı. Buradan Chara’ya tekrar teşekkürlerimi iletirim.

ok-glass   Google-Glass-On   Google-Glass-Navigasyon

Google Glass İzlenimlerim

İlk olarak, beklentilerimin çok çok yukarıda olduğunun altını çizmek istiyorum. Bu yüksek beklentiler içerisine girip, Google Glass’a objektif bakamamaktan çok korkmuştum. Beklentilerimi Google Glass’ın büyük bir oranda karşıladığını söyleyebilirim.

Google Glass giyilebilir teknolojinin ilk adımlarını atıyor. Karşımıza bir gözlük olarak gelen Google Glass, bir gözlük camı önünde görüntü oluşturarak bizlere sanal dünyanın kapılarını aralıyor.

Gözlüğün gövdesine baktığınız zaman yekpare bir titanyum çerçeveden ibaret olduğunu görüyoruz. Bu çerçeve gerçekten de sağlam! Sürekli olarak esnetebiliyor ve rahatlıkla iki ucundan çekip açabiliyorsunuz.

Google-Glass-Cevir

Google Glass’ın sol kenarında herhangi bir şey yok. Sağ kısmında ise tüm bilgisayar bileşenlerini ve kamerasını görmekteyiz. Sağ arka kısımda bataryası bulunuyor. Gözlüğü taktığınız zaman kulağınızın arkasında kalan bölüm batarya olarak düşünülmüş. Benim gibi uzun saçlı biriyseniz kolay kolay bu bölüm gözlüğü taktığınız zaman dikkat çekmeyecektir.

İki bölümden oluşan ortadaki gövde ise ses, micro usb girişi, işlemci, gps ve mikrofonu barındırmakta. Aynı zamanda da bir touchpad görevi görüyor. Bu bölümün uç kısmında kameramız ileri geri hareket eden bir parça olarak görülüyor. Kameranın ucunda ise, prizma halinde görüntünün oluşturulduğu folyodan dikkatinizi çekecektir.  Gövde kısmının içinde açma kapama tuşu gizlenmiş bir biçimde karşımıza geliyor. Cihazımızı iç kısımdaki bu gizli butona basarak Google Glass’ı açıyoruz.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Görüntü camın ön kısmında değil, sağ gözümüzün üst kısmında prizmanın önünde oluşuyor. Bu bölüme baktığınız zaman 2-3 metre önünüzde bir ekran varmış gibi hissedebilirsiniz.

Oluşan görüntü prizma içerisinde 90 derecelik bir açı ile karşımıza geliyor. Görüntüye bakmak için “Şaşı” olmanız gerekiyor diyenlere pek de itimat etmeyin. İlk başta garip gelse de, rahat bir biçimde alışıyor ve görüntü üzerindeki yazıları rahatlıkla okuyabiliyorsunuz.

Elbette ki gözlerinizi karşınıza değil, sağ üst kısma sabitlemeniz gerekmekte. Bu bakış açısını şaşı olarak tabir etmek işin espirisi olsa gerek…

Google-Glass-Yapisi

IfIHadGlass yarışmasını kazananlara 1500$ karşılığında Google’ın verdiği bu gözlük, özellikle Amerika’da uzun süre konuşulan konulardan biri oldu.  Halen daha ülkemiz de dahil birçok yerde popülerliğini yitirmeden, kendinden emin bir şekilde konuşturulmaya devam ediyor.

Özgürlüğü kısıtlayacağı çok tartışıldı. Ben de bu konuda bir yazı yazdım. Haklı tarafları büyük!  Bir yandan da bar, restoran, sinema salonu, müze, casino, askeri bölgeler gibi birçok yerde yasaklar başlayarak, daha satışa başlanmadan ürünün yasakları başladı.

Sanırım telefonların, aptal telefonlardan önce yarım akıllı telefonlara sonra da akıllı telefonlara geçiş süreci gibi bir alışma süreci olmadan karşımıza geldiği için bu kadar tepki veriyor olabiliriz.

Bir anda böyle bir teknoloji ile karşılaşmak emin olun hayretler uyandırırken bazı korkuları da beraberinde getiriyor!

Acaba beni mi kayıt ediyor?

Banane yahu seni niye kayıt edeyim?

Sanırım en büyük etken, gizlice kayıt ediliyor olabilme korkusu?

Sanki mobesalar, cep telefonlarımız bu işi yapmıyor?  telefonlardan, yarım akıllı sonra da tam akıllı telefonlara geçiş gibi bir süreç yaşamasaydık. Eminim ki, Google Glass’a verilen bu tepkinin aynısını “akıllı telefonlara” da vermiş olurduk!

Sonuçta bir süreç ve zamanla bu sürece alıştık. Artık hiç kimse bir telefon gördüğünde acaba sesimi kayıt ediyor mu? Acaba gizlice fotoğrafımı mı çekti? Acaba video kaydı yapıyor mu? Gibi sorular sormuyor…

Ya da mobesaların sürekli bizi kayıt ettiğini çoktan unuttuk gitti?

Google Glass’da bir süre sonra bu alışkanlığı getirebilir mi?

Aaa Google Glass takıyor! Dur saçıma başıma bir düzen vereyim, kim bilir beni çekiyordur?

Garip bir duygu olsa gerek?

Bağdat Caddesinde, Kahraman ve Cihan ile birlikte biraz yürüyerek röportaj yaptık. (videoyu düzenlediğimizde montajı biter bitmez yayınlayacağız) Etraftaki meraklı bakışların yanı sıra, “O ne lan?” şeklinde uzaylı görmüş abla, abi, teyze, genç kızlar ve erkekler gördük… (aman duymasınlar kızlı erkekli takıldığımızı)

Uzaylı değiliz bacım, bildiğin Google Glass kullanıyoruz…

Nereden bilsin, bizde ki de laf hani?

Mayıs’ta çıkması beklenen Google Glass’ın fiyatı konusunda tahminler var. Chara’ya da bu soruyu yönelttik. Fakat net bir rakam veremediğinin altını çizmek gerekiyor. Şuan test eden şanslı kişiler (Google Explorers) 1500USD + vergilerle yaklaşık olarak 1650 dolara sahip olduklarını söyledi. Muhabbet sırasında tahminlerimizin ise 500 – 900 dolar civarında piyasaya çıkacağı yönünde oldu. Kısacası Amerika’da bir iPhone fiyatından daha ucuz olmasını bekliyoruz. Elbette ki bu teknoloji ülkemize birazcık pahalıya gelecektir!

Test ettiğimiz prototipteki (altını çiziyorum protatip) tasarımının da değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Sağ gözün önünde görüntüyü oluşturan prizmanın daha ufak olmasını bekliyorum. Son kullanıcıya daha ufak bir prizma ve daha güzel bir duruşla satışa çıkabilir. Hatta Chara’ya göre, gözlüğün iç kısmına bu prizmanın gizlenebileceği bile olası bir durum…

Google_Glass_inceleme (17)   Google_Glass_inceleme (15)   Google_Glass_inceleme (14)

Glass’ı takalım, Cyborg dünyasına adım atalım!

Giyilebilir teknolojiden kastımız da bu! Google Glass’ı gözümüze taktığımız zaman giyilebilir bir teknoloji olarak karşımıza geliyor. Yalnız tek bir farkla! O bir bilgisayar!

Google Glass’ı gözümüze taktığımız zaman ilk olarak gözümüze oturması için biraz esnetip ayarlamamız gerekiyor. Aynen bir gözlük kullanır gibi, burun kısmındaki ayakları esneterek burnumuza tam olarak oturtmak gerek. Aksi takdirde, gözümüzün önüne gelecek olan ekran biraz kenarda ya da biraz yukarıda durabiliyor. Tam olarak burun ayaklarını ayarlarsanız, rahatlıkla görüntüyü görebiliyorsunuz.

Glass’ın titanyum şeridinin göz çizginizin biraz üstünde durması gerekiyor. Bu şekilde durduğu zaman görüntü net olarak karşımıza geliyor. Dikdörtgen şeklindeki ekran, gözümüzün biraz üst kısmında duruyor. Ekrana bakmak için direk karşıya bakmak yerine bir miktar yukarı bakmamız yeterli. Bu sayede yürürken, spor yaparken, koşarken ya da karşımızdaki biri ile konuşurken ekran hiçbir şekilde görüş açımızı engellemiyor.

Sanırım ekranı bu şekilde konumlandırmalarının en büyük sebebi de bu olsa gerek…

Google_Glass_inceleme (12)   Google_Glass_inceleme (11)   Google_Glass_inceleme (10)

Ekran neden camların önünde değil?

Sorusunu sorduğumda Chara net olarak, görüş açımızı engelleyebileceğini, günlük işlerimizi yaparken, araba kullanırken dikkatimizi dağıtabileceğini söyledi.  Gözümüzün sağ üst kısmında yer alması da rahatsızlık vermiyor. Şaşı bakmanıza da gerek yok! Emin olun uzun süreli kullanımlarda da bir rahatsızlık hissetmeyeceksiniz.

Glass’ın ekranı kullanılmadığında hemen kendini karartıyor. Kullanırken etrafınızı görmenize engel olmuyor. Size garip ve meraklı gözlerle bakanlar dışında, onu giydiğinizi unutmanız oldukça muhtemel!

Hello Glass!

Google Glass’ı açmak için iç tarafında bulunan yuvarlak ve minik olan, açma butonuna basmanız gerekiyor. Glass gözünüzde iken bu düğmeye basamazsınız. Bu yüzden gözünüze takmadan önce bu butona basıp ardından gözlüğümüzü takmak gerekiyor.

Kullanılmadığında uyku moduna geçen Glass’ı kafanızı yukarı aşağı sallayarak uyandırabiliyorsunuz. Bu sayede Google Glass, pil tasarrufu yapmış oluyor.

Google_Glass_inceleme (9)   Google_Glass_inceleme (8)  Google_Glass_inceleme (7)

Pil?

Bir gün boyunca olmasa da, video çekmediğiniz sürece sizi akşama kadar idare edebileceğini düşünüyorum. Fakat video çekmek isterseniz tam şarj durumunda en fazla 45 dakika video çekebiliyor. Glass’ı şarj etmeniz ise çok kolay! Bir micro USB portu bulunan Glass’ı bilgisayar, adaptörü ya da bir batarya ile şarj edebiliyorsunuz.

20 dakikalık kısa bir süre içerisinde tam şarj edilen Google Glass, bir kafede oturup, çay içip, gazeteleri karıştırana kadar pilini doldurabilecek kadar hızlı şarj olabiliyor. Bu noktada takdirimi kazandığının altını çizmek isterim!

Bol bol fotoğraf ve video çekeceğimiz için, Google Glass’ın pil konusunda sınıfta kalabileceğini düşünüyorum. Sanırım Google amcamız “big brother” olmadan önce ( -ki zaten big brother, bu teknoloji ile big big brother olabilir) pil noktasında Google Glass’ı geliştirmeye devam etmeli… Aksi takdirde giyilebilir teknolojimiz giy çıkart şarj et, tekrar giy gibi bir döngünün ortasında kalabilir.

Gerçi giyilebilir teknolojilerin ilk adımları olan Google Glass’a bu konuda pek yüklenmemek gerek… Piyasadaki hangi telefon sizi 1 tam gün video çekecek kadar pil süresine sahip ki?

Google_Glass_inceleme (6)   Google_Glass_inceleme (5)   Google_Glass_inceleme (4)

“OK, Glass!” 

Google Glass açıldığı zaman ekranda alt kısımda “Ok, Glass” yazısı ile komut vermenizi bekliyor.  “Ok Glass” şeklinde sesli komut verdiğiniz zaman, cihaz sizden emir almaya hazır, ve menü seçenekleri ile karşınıza geliyor.

Google Glass’ın içerisinde bulunan yazılım, Google Now’a çok benziyor. Ana ekranda “Ok, Glass” diyerek, komutlarınıza hazır bir hale getiriyorsunuz.  Ok, Glass komutunu verdikten sonra size kullanabileceğiniz komutların listesini gösteriyor.

Google
Take a picture
Take a video
Record a video
Send a message…

Siyah arka plan üzerinde gösterilen beyaz bir metin olarak karşımıza gelen komut listesinden istediğimizi sesli olarak söylüyor ve uygulamayı açabiliyoruz. Bu metne bazen bir görsel eşlik edebiliyor. Gözlükle yakındaki restoranlara, son yakaladığımız fotoğraflara ve videolara bakmayı deneyebilirsiniz.

Google_Glass_inceleme (2)   Google_Glass_inceleme (1)   Google-Glass-Yapisi

Not: Bazı özellikleri ülkemize kapalı! Umarım piyasaya çıktığında bu özelliklerin tamamını kullanabiliriz.

Dilerseniz menüler arasında touchpad’ini kullanarak da dolaşabilirsiniz. 

Evet yanlış duymadınız! Aynen dizüstü bilgisayarlarımızda olduğu gibi Google Glass üzerinde de bir touchpad alanı var. Bu alan sayesinde menüler arasında rahatlıkla dolaşabiliyorsunuz.

Not: Şuan ki versiyonda kurduğunuz bir uygulamayı menüden sesli komutla çağıramıyorsunuz. Standart menüleri sesli komutları kabul ediyor. Eğer 10 uygulama kurduysanız, touchpad yüzeyinde sürte sürte, uygulamanızı bulabilirsiniz. Tabi ki ne kadar kalabalık bir uygulama, o kadar touchpad sürtmesi… Bir süre sonra can sıkabilir…

Yukarıdaki resimde de görebileceğiniz gibi yan gövde kısmını aslında bir touchpad olarak da görev yapıyor. İki parmağınız ile yukarıdan aşağıya çekerek ekran değiştirebilir, tek parmakla dokunarak açabilir, sağa sola sürterek ekranlar arasında geçiş yapabilirsiniz. Yüzey parmaklarınızın hassas dokunuşlarını rahatlıkla algılayabiliyor.

Donanım!

Android 4.0.4 işletim sistemine sahip olan Google Glass’ın, 16GB’lık dahili bir hafızası bulunuyor. İşletim sistemi haricinde bu hafızanın 12GB’lık alanı boş ve istediğiniz gibi kullanabiliyorsunuz.

Google Glass Wifi bağlantılarını algılayıp bağlanabiliyor. (bir sonraki yazımda ayrıntılı olarak değineceğim) Ayrıca GPS ve Bluetooth özellikleri bulunuyor. Google Glass 720p  videolar kayıt edebilen 5MP’lik kameraya sahip. 640×360 piksel çözünürlüğündeki ekranımız rahatlıkla okunabiliyor.

En merak ettiğim de işlemci ve ram’i olmuştu. Google Glass üzerinde OMAP 4430 SoC 1.2Ghz Dual(ARMv7) işlemci kullanılmış. Bu işlemciye ek olarak 628MB’lık ram bulunuyor.

Diğer özellikleri ise 3 axis gyroscope, 3 axis accelerometer, 3 axis magnetometer (compass), Ambient light sensing ve proximity sensor şeklinde sıralanmakta…

Google Glass, sizinle konuşabiliyor

Google Glass’ın sağ gövde üzerinde kulağınızın üstündeki küçük hoparlörü sayesinde ses çıkışı sağlıyor ve sizinle konuşabiliyor. Google Explorer’ları, bu hoparlörü “kemik titreten hoparlör” olarak tanıtsa da, sessiz bir ortamda bu sesi yanınızdaki birinin duymanız mümkün gibi…

Aslında elmacık kemiğine ses dalgaları yayarak sesi algılayabilmemizi sağlıyor. Bu da ne kadar gelişmiş bir teknoloji olduğunu rahatlıkla göstermekte. Öyle cep telefonu kulaklığı gibi düşünmeyin!

Yalnız benim gibi tek bir sağlam kulağa sahipseniz ve kalabalık ortamda Glass’ı kullanıyorsanız duymanız biraz zor olabilir. Gürültülü ortamlarda kulaklarınızı parmaklarınızla tamamen kapatıp, kafatası kemiğinize dalgalar halinde sesi iletmesi sayesinde, Google Glass’ın sesini kafanızın içinde duyabiliyorsunuz!

Gizlilik dedik de abartmaya gerek yok!

“Google’ın Gözlüğüyle Dünyaya Bakış!” yazımda ben de biraz abartmışım! Google Glass’ı deneyimlediğim zaman bunun farkına varabildim. Öyle gizlice fotoğraf çekmek, gizlice video kaydı almak zor iş!

Öncelikle Google Glass’ın ekranı açıkken karşınızda duran birisi rahatlıkla ekranın parlaklığını görebiliyor. Hani demiştim ya “O kameranın önünde kırmızı bir ışık olsa, biz kayıt yaparken karşımızdaki kişiler de kamera kaydı yaptığımızı anlasalar” yok hacı hiç gerek yok.

Google amcamız kameranın yanına bir kırmızı ışık koymamakla iyi etmiş! Çünkü cihaz açıkken, hele ki biraz ışık yetersiz olsun, cihazın önündeki prizmada ekran karşıdan bakanlara resmen parlıyor.

Yani Google Glass’ın açık olduğunu karşınızdaki kişiler müze, bar, sinema gibi ortamlarda rahatlıkla anlayabilir. Belki sokakta güneş ışığı altındayken algılamaları güç olabilir ama, kapalı ortamlarda dikkatlice baktığınız zaman Google Glass’ın minik prizması üzerindeki ekran fark edilebiliyor.

Ayrıca fotoğraf çekmeden önce Google Glass’a, “Take A Picture” diyerek sesli komut verdiğinizi düşünün! Karşınızdaki kişi rahatlıkla resim çektiğinizi duyacaktır.

Gerçi uygulama mağazasına yarın öbür gün adamın birileri, göz kırpınca fotoğraf çekmeyi sağlayan bir uygulama koyarsa bunun da önüne geçişmiş olabilirsiniz.

Google Glass’a ne kadar alışırsanız alışın, ekranı görmek için biraz yukarı bakmanız gerekiyor. Sınavdayken gözünüzü yukarı kaldırıp, hafif tavana bakar gibi duruyorsanız, sınav yetkili mutlaka bir gariplik olduğunu hissedecektir.

Unutmadan, ÖSYM’ye de bunu sorduk…

Kahraman’ın bloguna girip, iletişim bölümünden bu konuda açıklama yapan, ÖSYM yetkililerine de teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Sağ olsunlar uzun bir açıklama yaparak bu konuya cevap verdiler.

Ben uzun yazı yerine, size özetleyeyim. Bu tarz gözlüklerle sınava falan girmeyi düşünmeyin! Nasıl ki cep telefonu ile girmek yasak, aynı şekilde Google Glass veya benzeri ürünlerle hatta ÖSYM’nin söylediği gibi bu tarz teknolojileri barındıracak kalın çerçeveli siyah gözlüklerle falan sınava giremezsiniz. Sınav yetkililerini önceden bilgilendirmişler…


Giyilebilir teknolojiye adım attık!

Google Glass’ın en çok takdir ettiğim yanı sade ve hafif olmasıydı. Google Glass tam olarak 50 gram ağırlığında, kısacası bir tüy kadar hafif!

Öyle burnunuzun üstünde kocaman bir gözlük taşımıyorsunuz. 50 gram ağırlığı ile de gözünüze taktıktan sonra hiçbir rahatsızlık vermeden kullanılabiliyor!

Bir diğer dikkat çekici özelliği ise, ön tarafta bulunan camların hemen çıkartılabilmesi oldu! Bir anda güneş gözlüğü birkaç saniye sonra sadece çerçeve ya da normal bir gözlük olarak kullanılabiliyor.

Google Glass’ın camları ön taraftan aşağı doğru çekildiği zaman elinize gelebiliyor ve yedekteki güneş gözlüğü camları ile hemencik değiştirilebiliyor.

Neyse, deneyimlerimi burada noktalıyorum. Arkası yarın diyerek ikinci yazımda görüşürüz…

Google Glass İncelememin ikinci bölümü için tıklayınız…

“Merhaba Gözlük! #MerhabaGlass” üzerine 2 yorum

  1. Çok güzel bir inceleme olmuş ağabey. Bizim de senin gibi test etme şansımız olsa da testlere bizi de çağırsalar 😀

    Yanıtla

Yorum yapın