Sana Güveniyorum, Peki Ya Diğerlerine?

O+K Research tarafından Kaspersky Lab için yapılan araştırmaya göre, kullanıcıların %32’si bilgisayarlarına virüs bulaşmış depolama aygıtları bağlıyor. Aynı araştırma, ortak Wi-Fi alanlarında da kullanıcıların siber saldırı tehdidi altında olduğunu ortaya koyuyor.

Güvenli içerik yönetim çözümleri alanındaki lider şirket Kaspersky Lab için O+K Research tarafından, yapılan bir araştırmaya göre, virüslerin yeni adresleri depolama aygıtları. Yapılan çalışmaya göre,  kullanıcılar kendi bilgisayarlarının güvenlik korumasının tam olduğundan emin olsalar da, arkadaşlar ya da aileden alınan virüslü bir USB sürücü, bilgisayarlarda veri kaybına yol açabiliyor. Anket sonuçları da bunun doğruluğunu ortaya koyuyor. Öyle ki çalışmaya katılanların %32’si, bugüne kadar en az 1 kez virüslü flash sürücüler nedeniyle problem yaşamış.

Suçlu Meraklı Bir İş Arkadaşı da Olabilir!

Kullanıcılar, klasik siber tehditlerin yanı sıra kişisel verilerine ve onların depolandığı cihazlara izinsiz erişimden de endişe ediyor. Araştırmaya göre bu sorun, masaüstü ve dizüstü bilgisayar kullanıcılarının %14’ünü, tablet kullanıcılarının %12’sini ve akıllı telefon kullanıcısı olup ankete katılanların %10’unu etkilemiş. İzinsiz erişimin her zaman bir virüs bulaşmasıyla gerçekleşmediği unutulmamalı. Suçlu, meraklı bir iş arkadaşı ya da kayıp cihazınızı bulan bir yabancı da çıkabiliyor. Bu sebeple Kaspersky Lab, en etkili güvenlik yolunun dosyaları kripto altına almak olduğunu açıklıyor. Üstelik bu işlemi yapmak, Kaspersky PURE ya da Kaspersky Internet Security 2013 gibi bu tip özellikleri standart olarak barındıran komple güvenlik yazılımları sayesinde oldukça kolay. Aynı zamanda, mobil cihazlardaki bilgiyi korumak için oluşturulmuş hırsızlığa karşı özel yazılımlar da mevcut.

Çay Keyfiniz Zehir Olmasın

Kullanıcı verilerini çalmak için nispeten yaygın olan bir diğer metod ise, özellikle Wi-Fi gibi kablosuz ağlardaki verilere saldırmak. Günümüzde kafe, restoran ve diğer açık alanlar arasında, şifre ya da kriptolama kullanılan erişim noktaları sunuyor olduklarını söylemek zor. Bu durum aynı zamanda, herkesin bu ağları kullanabileceği anlamına geliyor. Kısacası siber suçlular için bu ağlardaki trafiği izlemek ve buna saldırmak da oldukça kolay.

O+K Research uzmanları, akıllı telefon kullanıcılarının %46’sının ve tablet kullanıcılarının %48’inin şifresiz açık ağları kullandığını ortaya koyuyor. Dizüstü bilgisayar kullanıcılarının da %29’u da ücretsiz Wi-Fi hizmetlerinden faydalanıyor. Dahası, katılımcıların yarıdan fazlası, bu ağları haftada 2-3 defa kullanıyor. Bu durum, ücretsiz Wi-Fi ağlarının yarattığı tehlikeyi açıkça ortaya koyuyor. Oysa kablosuz ağlar söz konusu olduğunda, verilerinize saldırılmasını engellemenin yolu, basit bir biçimde, güvenlikli erişim noktaları kullanmaktan geçiyor.

Komplike Güvenlik Şart

Araştırma sonuçları açıkça gösteriyor ki, kullanıcılar kendi güvenliklerini sağlamış olsalar da, çevredeki tehditler nedeniyle siber saldırılardan korunamıyor. Kişilerin özel verilerinin korunması için standart bir zararlı yazılım karşıtı çözümden fazlasının gerektiği ortada. Çevrimiçi veri paylaşımını güvence altına almak, finansal işlemleri korumak, virüslü ve dolandırıcılık amaçlı internet sitelerini bloke etmek gibi özelliklerin hepsini içeren paketlere ihtiyaç artıyor. Bu sebeple, güçlü bir koruma için Kaspersky Lab kullanıcılara Kaspersky Internet Security 2013 (KIS 2013) gibi tam koruma paketlerini öneriyor.

O+K Research tarafından gerçekleştirilen araştırmanın tam raporuna aşağıdaki linkten ulaşılabilir:

http://www.kaspersky.com/report_eng_final.pdf

Yorum yapın